19 Ekim 2008 Pazar

Panasonic NV-GS400

2004 yılında piyasaya sürülmüş olan bu cihaz çıkışından bir sene sonra EİSA (europea imaging and sound association)tarafından yılın kamerası seçilmiş ve normalde amatör kullanıcıların tüketimine sunulmuş olmasına rağmen pro kullanıcılar tarafından da çok beğenilip kullanılmaya başlamıştır.
 
Ancak bir süre sonra üst sınıf kameraların satışını baltaladığı için panasonic tarafından üretimi durdurulup yerine daha kısıtlı bir model olan nv-gs500 piyasaya sürülmüştür.
Peki ama bu kamerayı bu kadar iyi yapan özellikler nedir?

Öncelikle
-1/4.7 inç performanslı 3CCD (kırmızı, mavi ve yeşil  3 ayrı renkte algılayıcı  sensör) barındırması.

-12x optik LEICA dicomar lens

-Optik image stabilizer (görüntünün sarsılmasını indirger)

-Manuel odaklama halkası

-4 mp fotoğraf kaydı

-Pro cinema modu(24p)

-16:9 çekim modu

-Cyrstal Engine görüntü işlemci

-3,5'' lcd ekran

-Zoom mikrofon & stereo mikrofon


ve shutter speed ,beyaz dengesi, odaklama gibi ayarlarını otomatik seçenek dışında hepsini manuel ayar olarak da barındırması bu kamerayı diğer handycam lerin üstüne;
pro kamera seviyesine taşıyor.


Peki ben bu kamerayı niye bu kadar anlatıyorum...
Artık 2 yıllık uykuya bir son verip kısa filmcilik hayatıma bu şahane kamera ile yeni bir başlangıç yapıyorum.
İki gün önce gittigidiyorda gördüğüm bu kamera fiyat olarak da biçim olarak da beni derinden yaraladı. İlk görüşte aşk gibiydi...Hemen satıcıyla konuşuldu, eksikler giderildi ve kredi kartı numarası gelecek 12 ay düşünülerek sıkıntıyla girildi...

Dün bayramda akraba bekleyen amcalar gibi kargo arabasını bekledim pencerede ve 1 saatlik bekleyişin ardından kırmızı kamyon belirdi. Ben o ana kadar kapı zilimizin bu kadar güzel çalabildiğini farketmemiştim. Taa ki diofondan 'kim o?'diye sorduğumda gelen 'kargoooooo' yanıtını duyuncaya kadar...
Aslında zil kendi kafasına göre takılıyordu anlamını ben yükledim...
Kurye yukarı çıktı , imzalar atıldı , paket titizlikle açıldı, kuryeye bahşişi verildi.
Artık sadece kameram ve ben vardım...
Aslında kapıya paket gelmesi başlıbaşına güzel bir olgu.

Herneyse, paket geldikten sonra dışarı çıkmam gerekti ve ilk gün sevenler ayrı kaldı ama bugün çıkıp ilk çekimlerimi yaptım.
Herşeyi manuel olan bir kamera kullanmak ne zahmetli bir işmiş bunu anladım. Çekimlerde daha kontrolü güç kameralarla bu ayarları yapan arkadaşlarımı saygıyla anıyorum.
5-6 dakikalık dağ taş manzarası ve yoldan geçen insanlar klişeleriyle birlikte ilk ısınma seansımı tamamladım...
Bunlar da sevgili x (daha isim vermedim...verecem...)ve benim beraber ilk görüntülerimiz.
Bu arada ne zamandır bu bloga başlamayı düşünüyordum ama başlangıç için aklıma bişey gelmiyordu. Artık düzenli olarak yazmaya başlayacağım.Belki de bu şekilde liseden sonra artık bulamadığım o yazı yazmanın verdiği mutluluğu burdan gideririm...Hoşbulduk...



Bakmaya doyamıyorum, masaüstü yaptım. (: